Hidrojen ve Karbon
bir varmış, bir yokmuş
Zamanın bir yerinde, hidrojen ve karbon isimli iki element varmış. Hidrojen alımlı, çalımlı, biraz çabuk parlayan ama bileği kuvvetli, mert delikanlı. Karbon, yuvayı yapan dişi kuş misali her yere yetişen, elinden binbir türlü iş gelen, her varlığın anası olabilecek kadar düzgün karakterli, kara kaşlı, kara gözlü bir hanım kız. İkisi de kendi hallerinde takılırlarken sürekli aynı ortamlarda bulunmaktan birbirlerine göz aşinalığı ile başlamış muhabbetleri. Gel zaman, git zaman tanışıklıkları artınca aynı ortamlara birlikte gider olmuşlar. Günün birinde, organik bir ortamda buluştuklarında sırada Hidrojen sormuş:
- “Yahu, biz niye birleşmiyoruz?”
Karbon’un dizlerinin bağı çözülmüş, sesi titreyerek:
- “Bu bir teklif mi?” demiş.
- “Evet!” diye yanıtlamış Hidrojen. “Hemen bu hafta sonu çiçek-çikolata yaptırıp gelelim size. Annemler de epeydir tanışmak istiyordu zaten.”
- “Bilmem ki…” diye naza çekse de önce, sonunda kabul etmiş Karbon.
İşi fazla büyütmeden, aile arasında halletmişler tüm merasimi. Hidro’nun teklifini yaptığı yer olan organik ortamda birleşmişler; hatırası var diyerek. Veee…… Nur topu gibi Hidrokarbonlar dünyaya getirmişler.
Evet, işin masal kısmı burada bitti. Yo, dağılmayın hemen. Buraya kadar okudunuz, bari sonuna kadar devam edin. Sıkılırsanız her zaman bırakabilirsiniz.
Pekiyi, bu hidrokarbonlar dünyaya gelmiş de ne fayda sağlamış? Hidrokarbonlar, çok çeşitli. Etan, Propan, Bütan gibi. Ama bir tanesi var ki adına şarkılar yazılan, savaşlara konu, siyah altın tabir edilen Petrol. Petrol’ün yapısında da hidrokarbonlar var. Petrolün çeşitli işlemlerden geçtikten sonra akaryakıt istasyonlarında satılan türlerinden bir tanesi de (bizim) benzin dediğimiz yakıt türü. Siz de farkettiniz değil mi, gittikçe konuya daha çok yaklaşıyoruz…
Benzini (haydi gelin şuna “yakıt” diyelim de kafamız karışmasın), akaryakıt istasyonundan alıp motorumuzun deposuna koyuyoruz ve ne hikmettir ki motorumuz, o yakıtı alıp silindir(ler)in içerisinde yakarak bize hareket enerjisi sağlıyor.
İşte bu sayıdaki mevzumuz, yakıtın, depodan silindirlere ne yollarla, hangi şartlar altında, binbir zorluk ve hassas ayarlamalarla ne şekilde ulaştığını tarif etmeye çalışmak.
Motorumuzun deposunu yakıtla doldurduk; varsa yakıt musluğunu açtık. Musluk yoksa? Merak etmeyin, kimi motorlarda yakıt musluğu, motorun marşına bastığımız sırada silindirlerde oluşan vakumla çalışmaya başlıyor. Yani, depo bağlantılarını söktüğünüzde, yakıt depodan boşalmıyor. Ama cin fikirlilik yaparak, motor çalışırken yakıt bağlantılarını sökMEmemiz gerektiğini söylememe gerek yok herhalde?
Yakıt, karbüratör veya enjeksiyon sistemi aracılığıyla silindirlere gönderiliyor ama bu iş o kadar basit değil. Yakıtın silindir içinde ateşlenebilmesi için oksijene ihtiyacı var; ki karbüratör (yakıt sistemi) de bu yakıt-oksijen karışımını hazırlıyor.
Nasıl ki becerikli bir barmenin elinden içtiğiniz meyve kokteyli ile marketten aldığınız karton kutu içerisindeki konsantre karışık meyve suyu kıyaslanamazsa, sağlıklı bir yakıt sistemi ile ihmal edilmiş sistem arasında da o kadar fark vardır.
bir korku hikayesi
Bir motoruma, kağıt hava filtreleri yerine geçen ve kirlenince temizleyerek yeniden kullanılan hava filtresi aldım. Aynı uygulamayı yapan tanıdıklarımdan sorup-soruşturduğumda hiç bir sorun yaşamadıklarını söyledikleri için sadece filtreyi değiştirip motoru çalıştırdım. Motor aksıra tıksıra çalıştı ama çalışması düzenli değil!
Yeni filtrenin daha çok hava (oksijen) verdiğini düşünerek karbüratörün yakıt ayarını yükselttim ama bu sefer de sadece rölanti çalışması düzeldi; performans düştü.
Uzun lafın kısası ve uzun araştırmaların sonucu farkettik ki benim karbüratörlerim zaten ayarlarını yitirmişler, kirlenmişler ve motorum biraz da tesadüfen çalışıyormuş. Baştan sona temizlik, şamandıra ve iğne ayarlarının fabrika değerlerine getirilmesi ve hava-yakıt karışımı ile senkron (birden çok karbüratör varsa, bunların birbiriyle aynı miktarda hava-yakıt karışımı vermeleri) ayarı yapıldıktan sonra yeni filtremle mutlu-mesut günler yaşamaya başladık.
Karbüratörden çıkan pisliklerin imhası için de Belediye’den atık imha aracı çağırmak zorunda kaldık.
ben karbüratör söktüm
Bunu diyebilenlerdenseniz zaten söyleyeceklerimin çoğunu tecrübe etmişsinizdir. Karbüratör söken-temizleyen (ve toplayabilenler) için fazla bir sözüm yok. Dikkatli olmanız konusunda tek uyarabileceğim konu, karbüratör temizleme spreyi kullanıyorsanız mutlaka kaliteli olanını tercih edin. Hatta aldığınız yere sorun, bu sprey, lastik conta ve o-ringleri deforme eder mi diye. Son aldığım spreyde kullandıkları malzeme her ne idiyse, ne o-ring kaldı ne de conta. Her şeyi yenilemek zorunda kaldım. Eğer spreyden emin değilseniz, tüm conta, o-ring ve diğer lastik bileşenleri çıkartıp spreyi karbüratörün sadece metal kısımlarında kullanın.
karbüratör nasıl bişeydir?
Bu soruyu soruyorsanız önce resimleri (Karbüratör fotoğrafı ve aynı karbüratörün iç şeması) inceleyin. Gördüklerinize rağmen karbüratör sökmek ve bakımını yapmak istiyorsanız mümkünse kullanmaya ihtiyaç duymayacağınız bir karbüratör temin edin. Ya da, karbüratör tamir-servisi yapan birisinin yanında neyin nasıl yapıldığını iyice öğrenin ve yine, kullanmaya ihtiyaç duymayacağınız bir karbüratör temin ederek işe başlayın.
karbüratörümü temizletmek istiyorum…
Dileğiniz bu ise, yetkili servise veya güvendiğiniz bir ustaya gidip motorunuzu güvenli ellere teslim edin. Servis ve/veya ustanız müsaade ediyorsa işlemin nasıl yapıldığını seyredin. Önce kafanız karışabilir ama aslında epey eğlencelidir.
Eğer birden çok karbüratör varsa, bunların senkron (birlikte çalışma) ayarlarının yapıldığından da emin olun. Senkron ayarı olmayan ama her biri tek başına mükemmel çalışan karbüratörler, sadece sorun yaratır.
ne yapacağımı bilmiyorum…
Diyorsanız, motorunuzun yaşını, kilometresini ve geçen süre boyunca hangi koşullarda sakladığınızı düşünerek hafızanızı tazeleyin. Hava filtresi ile başlayıp karbüratör ile biten maceramda, motorum 5 yaşındaydı ve o güne değin karbüratörlerine hiç bir temizlik işlemi yapılmamıştı. Şansım varmış ki içinden çıkan pislikler, yolda giderken tıkanma yapmamış.
Ama benim kadar şanslı olmayanlar da var. Bütün kış boyunca pek fazla çalışmamış bir motoru, sezona hazırlamak için çalıştırmayı denediğimde hiç bir tepki vermedi. Konudan anlayan bir arkadaşımla birlikte garaj bahçesinde motorun karbüratörünü söktüğümüzde gözlerimiz yuvalarından fırlayacaktı. Karbüratör ana memesinin üzeri, sanki bir kuş yuvası gibi kireç bağlamıştı. Büyük ihtimalle alınan yakıtın içindeki su kirece sebep olmuş. Buna ilaveten bir de motor çalışmayıp, şamandıra kabındaki yakıt buharlaşınca kireç oluşumu hızlanmış diye tahmin yürüttük. Çamaşır makinesi üreticilerinin tavsiye ettiği kireç sökücülerden ve karbüratör temizleme spreylerinden bulamadığımız için evdeki kolonya ile “kaba” temizlik yaparak motoru çalıştırdık. Detaylı bakım yapmak için atölyeye geldiğimizde arkadaşım da ben de aynı şarkıyı mırıldanıyorduk: “odam kireç tutmuyor, kumunu katmayınca…”
Atölyede karbüratörü temizlerken, şamandıra kabının dibindeki ciklet (!) dikkatimizi çekti. Kireçlenme bir yana, yakıttaki katkı maddeleri, yakıt uzun zaman bekleyince sakız kıvamına gelip dibe çökebiliyor. Sonra bu ciklet benzeri yapışkan mayi tıkanıklık yaratıyor.
Dolayısıyla, temizlik, bakım ve ayar işlemine ihtiyaç duyduğunuzu hissediyorsanız servisinizle/ustanızla konuşun. Temizliğe ihtiyaç duymuyorsanız bile senkron ayarının yerinde olup olmadığını kontrol ettirebilirsiniz. Ayar yapmak kimi modellerde zahmetli olsa bile ayarın bozuk olup olmadığını ölçmek, genellikle çok basit bir işlem. Senkron cihazı karbüratörlerin vakum çıkışlarına bağlanarak ölçüm yapılabilir.
sonuç (çok şükür!)
Karbüratör bakım ve temizliğini ihmal etmemek, size yol, gezi ve keyifli zaman olarak geri dönecektir. Yakıt aldığınız yerlere dikkat edin; bilmediğiniz yerden yakıt almak zorunda kalırsanız mümkünse depoyu doldurmayıp temiz olduğunu bildiğiniz bir istasyondan alacağınız yakıtla aldığınız yakıtı karıştırın ki riskiniz azalsın.
Hiç kullanmadığım için bilgi sahibi değilim ama yakıt katkı madeleri için sadece duyduklarımı tekrar edebilirim. İçeriğinin ne olduğu pek bilinmediğinden çoğu kişi tarafından yakıt katkı maddeleri tavsiye edilMEmekte. Mecbur ve hatta çaresiz kalmadıkça kullanmamayı düşünüyorum. Motorumuzu akü deşarj olmasın diye hani hafatada bir çalıştırırız ya. İşte bu çalıştırma aynı zamanda yakıt sisteminin de temiz kalmasına fayda sağlar. Bu sebeple, motoru kullanmasanız bile arada çalıştırmak için bir sebebiniz daha oldu işte.
Eğer karbüratörünüzü/yakıt sisteminizi bizzat temizlemekte ısrarcıysanız önce ihtiyaç duymayacağınız bir karbüratörde pratik yapın. Daha sonra, mutlaka karbüratörünüzün şema ve ölçülerini temin edin. Şemaya ve ölçülere riayet ederek bakım yapın.
Burada karbüratör diye bahsettiğim başlıkları yakıt sistemi diye okursanız amaca uygun olur. Amaç mı? Tüüü… amacı söylemeyi unuttuk iyi mi? Sağlıklı bir yakıt sistemi, motorunuzun performansını ve yakıt tüketimini olumlu etkileyecektir.